Konfüçyüs’ün güzel bir sözü vardır “en zor şey, karanlık bir odada kara bir kediyi bulmaktır; özellikle, odada kara kedi yoksa” bugün aynı şey Ortadoğu’daki tüm çatışmalardaki haklı ve haksızı bulmak içinde kullanabilir bu durum İsrail- Filistin’in durumu içinde geçerlidir. Tarihi olarak ortada belirli bir haklı veya haksız yok bunu aramaya çalışmak zaman kaybı ve Arap saçına dönmüş bu tarihi olaylar zincirinde tek bir haklı bulabilmek mümkün değil, şuan için tek bildiğimiz batıl inançların esiri olmuş kökten dinci Yahudi ve İslamcıların bir savaşı var ve bu kavgadan Türkiye olabildiğince uzak durmalıdır. Bugün on binlerce evsiz, kirada zor şartlarda depremzede varken basının kendi çocuklarını unutup Türkiye ile hiçbir alakası olmayan Filistin-İsrail meselesiyle ilgilenmesi ölen 43 bin Türk vatandaşına ihanettir. 

Alın size depremse zedelerin yaşadıkları zorluklar dahası bu insanlar Türk basını tarafından unutulmuş şekildeler: Hatay’da 4 yıldır oto lastik işi yapan 45 yaşındaki Aytaç Karataş depremden hemen önce fıtık ameliyatı olmuş. Depremin birinci ayının sonunda ancak Mersin’e gelebiliyorlar. 3 aile beraber Tarsus’ta ev kiraladıklarını, sürecin zor olduğunu ve yerel halkın yardım ettiğini anlatıyor. Depremden hemen önce fıtık ameliyatı olduğu için ağır işlerde çalışmakta zorlandığını aktaran Karataş, “Buraya geldik ve bir süreden sonra çalışmak zorundaydık. Doktor 1 yıl ağır işte çalışma dedi ama mecburen parça başı işlerde yevmiyeli çalıştım. Bu halde taşımacılık bile yaptım” dedikten sonra yaptığı işi göstererek, “Görüyorsunuz, muhtar parça başı bir iş buldu, çocuklara ranza yapıyorum, mecburen ne olsa yapıyoruz yoksa aç kalırız. Evime hafif hasarlı dendi ama kalamadık evde, sadece 10 bin lira yardım aldık. Başlarda erzak yardımı yapıldı o kadar” şeklinde anlatıyor. Hatay’dan Mersine göç eden depremzedeler: ‘Önümüz kış, odun ve kömür alamayacağız diyorlar.

Türkiye’nin gündemi Filistin değil yüzbinlerce evsiz depremzede olmalıdır. 6 şubatta ölen 43 Bin Depremzedenin Hesabı sorulmadan Filistinlilerin derdine düşmek hem ülkemizde hem depremzedelerimize ihanettir. 6 şubat depreminin faturasını 9 ayda unutmak ilerisi için bizim için bir felakettir. Buyurun bilanço bu şekildedir;

Ölenler: 43.556 (22.388 erkek, 21.168 kadın)

Yaralananlar: 107.186

Evsiz kalanlar: 750.000

Maddi hasar: 148.8 milyar dolar

Bugün Filistinlerlesin öcünü almaya çalışan Türklerin kaç tanesi depremde ölen 43 bin kişinin öcünü aldı? Son 9 ayda Kaç müteahhit, yerel yönetici, denetmen veya yasa koruyucu yargılandı? Yüzbinlerce evsiz depremzede için son 9 ayda kaç tane ev yapıldı? Deprem, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olarak meydana geldi. 7,5 büyüklüğündeki deprem, başta Kahramanmaraş olmak üzere Gaziantep, Osmaniye, Adıyaman ve Şanlıurfa illerinde etkili oldu. Depremde en çok can kaybı Kahramanmaraş’ta yaşandı. Binlerce çocuğun hayatını kaybettiği yetim kaldığı bu deprem yüzlerce yıl zihnimizden silinmemesi gerekirken sadece 8 ay gibi kısa bir sürede bile depremzedeler konusunda tek bir haber okumak, depremden sonra yeni yapılacak binaların sıkıca denetlenmesi ve deprem kuşağında bulunan ülkemizde yeni yasaların girmesi yıkılan yapılara izin vererek bürokratların, yapım kontrol firmalarının hesap vermesi gerekmektedir. Daha geçen gün deprem gününde Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB), 6 Şubat dan sonra 9 ayda hiçbir önlemin alınmadığını acı bir şekilde kamuoyuna duyurdu.

Türkiye kendi yaralılarını sarmadan başkası için kendini can siperane etmemelidir.  Türkiye için birinci öncelik Türk halkıdır. Kendi halkının refahını sağladıktan ve kendi halkına yapılan yanlışların hesabını soran bir toplum olduktan sonra başkasına yardıma koşmalıyız.

2023 Kahramanmaraş depreminde meydana gelen can kayıplarından, depremin yıkıcı etkisinin yanı sıra, depreme hazırlıksızlığın ve denetim eksikliğinin de sorumlu olduğu düşünülmektedir. Depremde yıkılan veya hasar gören binaların çoğu, depreme dayanıklı olmayan binalardır. Bu binalar, deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmemiştir veya denetim eksikliği nedeniyle depreme dayanıklı hale getirilmemiştir. Depremde can kaybının azaltılması için, depreme hazırlık konusunda daha fazla yatırım yapılması ve denetimlerin daha etkin bir şekilde yapılması gerekmektedir.

Depremde can kaybından sorumlu tutulabilecek kişiler ve kurumlar ile ilgili acaba son 9 ayda hangi düzenlemeler veya denetlemeler yapıldı? Toplum olarak önce sormamız gerek sorular bunlardır.

Son 9 ayda Deprem yönetmeliklerini hazırlayan ve uygulayan kurumlarda kaç kişi yargılandı? Kaç kişi 43 bin kişinin ölümü konusunda hesap verdi?  Bu kurumlar, depreme dayanıklı binalar inşa edilmesini sağlamak için gerekli düzenlemeleri yapmak ve denetimleri gerçekleştirmekle sorumludur.

Son 9 ayda Binaların inşa edilmesinden sorumlu müteahhitlerden kaç tanesi yargılandı?  Müteahhitler, deprem yönetmeliklerine uygun olarak binalar inşa etmekle sorumludur.

Son 9 ayda Binaların denetiminden sorumlu kurumlar ile ilgili hangi denetimler ve hangi yasa tasarıları hazırlandı? Bu kurumlar, binaların depreme dayanıklı olup olmadığını denetlemekle sorumludur.

Son 9 ayda  Deprem riskini azaltmak için gerekli önlemleri almayan yerel yönetimlerin kaçından hesap soruldu? Yerel yönetimler, deprem riskini azaltmak için gerekli önlemleri almak ve halkı bilinçlendirmekle sorumludur.

Bizim 43 bin kişinin öldüğü yüz binlercesinin yaralandığı evsiz kaldığı bir felaketin yaralarını sarmadan ve kendi deprem şehitlerimizin hesabını sormadan başkaları için üzülmemiz bu ölen kişilere ihanettir. Depremzedelerin hesabı sorulmadan onların yaraları sarılmadan Filistin’i konuşmak depremzedelere ihanettir

Dipnot: Savaş tellallığı yapan hacı hocalar iş savaşmaya gelince nasıl yamuk çiziyor gördünüz mü? Şuana kadar fakirleri gazlayıp savaşa gönderen kendileri bedelli yapan bu kişiler bu sefer siz savaşın denildiğinde sadece dua etmemiz yeterli demektedirler. Türkiye Atatürk’ün çizdiği yoldan ayrılmamalıdır Ortadoğu bataklığına çekmeye çalışanlar ile savaşmalıdır.